Teknoloji

Denizaltıların Nasıl “Neredeeen Go!” Olduğunu Öğrendiğinde bunu söyleyemezsin

Denizaltıların uzun bir tarihi vardır.Sonraki yüzyıllarda ise teknolojik gelişmelerle birlikte büyük bir evrim geçirmişler ve bugünkü hallerine ulaşmışlardır.

Temel fikirler ise İnsanlık tarihinin binlerce yıl öncesine kadar gitmesine rağmen denizaltının ne zaman bulunduğuna dair maalesef net bir tarih yok. Antik çağlardan günümüze kadar gelen bu macerayı birlikte inceleyelim.

Su altında nefes alabilmek ve keşifler yapabilmek için çok eski çağlardan beri farklı tasarımlar denenmiştir.

4. yüzyılda M.Ö. Aristoteles’in, su üstünde olanlar gibi denizaltılarda da yerleşim olabileceğine dair spekülasyon yaptığı biliniyor. Ayrıca M.Ö. 332’de Arşimet, su altında nefes alma olasılığını göz önünde bulundurarak bir tür hava kabı tasarladı. Bu da bize tarih boyunca denizaltının birçok deneysel tasarımının ve prototipinin geliştirildiğini gösteriyor.

16. yüzyılda Leonardo da Vinci, Çeşitli su altı araçlarının tasarımını çizdi ve su altında insan taşıyabilen ilk denizaltı projelerinden birini yarattı. Ancak o dönemde gerekli teknolojik alt yapı ve malzeme eksikliğinden dolayı bu tasarımlar hayata geçirilememiştir.

Kesin olarak bilinen ilk denizaltı 1620’de ortaya çıktı.

Hollandalı mühendis Cornelius Drebbel, İngiliz hükümdarı I. James döneminde bir denizaltı inşa etti. Bu aracın tasarımı İngiliz matematikçi William Bourne’a aittir. Bu tasarım aslında modern denizaltıların atası sayılıyor. Kürek kullanarak suda hareket eden bir araç olarak tasarlanan denizaltı, 1620’nin ortalarında ve 1624’te suya indirildi. Thames Nehri üzerinde denendi.

Testlerden başarıyla geçen denizaltı modeli böylece üretilmeye başlandı. Birincisi, amaç denizin altında görmekAskeri anlamda kullanımı artık yaygın değildi.

Bir diğer örnek ise 18. yüzyılda tersanenin baş mimarı olan İbrahim Efendi’nin yaptığı çarıktır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda üretilen bu sandalet Sultan III. Ahmet’in şehzadelerinin sünnet töreninde daldı.Timsah şeklinde üretilen denizaltının başında Osmanlı’nın ünlü zerde pilavının tepsileri bulunuyordu.

Deniz savaşına uygun bir denizaltının üretimi, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na kadar gerçekleşmedi. İlk pervaneli denizaltı, 1775 yılında Amerikalı bir mühendis tarafından inşa edildi. Kaplumbağaadını taşıyordu.

Denenmiş ancak başarısız olmuş denizaltılardan biri, Jules Verne’in bir romanına da ilham kaynağı olmuştur.

Denizaltının inşasından sonra yapılan birçok denemede beklenen sonuç alınamadı. 1800’lerin başında Amerikalı mucit Robert Fulton tarafından geliştirilen ilk pratik denizaltı “Nautilus” adlı bir denizaltıdır. Ancak Nautilus’un çok sınırlı dalışları vardı ve uzun su altı görevleri için uygun değildi. Bu denizaltı sadece bir roman konusu olarak kaldı.

1840’larda Alman mucit Wilhelm Bauer “Brandtaucher” adını verdiği denizaltıyı geliştirdi . Brandtaucher, torpido yüklü bir denizaltıydı ve Danimarka ile bir çatışmada kullanıldı, ancak başarılı olamadı.

Sanayi Devrimi’nin bir sonucu olarak ortaya çıkan teknolojik gelişmeler, Osmanlı Devleti’nin bu alanda bir yenilik yapmasını zorunlu kılmıştır.

1880’lerde Osmanlı donanması zayıf bir durumdaydı. II. Abdülhamid döneminde donanma gelişmiştir. Batı’nın çok gerisinde kaldığını düşünen devlet, bu duruma yönelik tedbirler alarak eksikliklerini gidermek istedi. Denizaltıların donanmaya dahil edilmesi de böyle bir kararın sonucu olarak gelişti.

1886 yılında bir törenle Haliç’te ilk makine denize indirildi. Denizaltı her dalışta başarılı sonuçlar kaydetti. Defalarca test edilen denizaltılar böylece 14 Mart 1888’de resmi törenle Osmanlı donanmasına katıldı.

Denizaltı teknolojisi, 20. yüzyılın başında I. Dünya Savaşı sırasında orduda büyük değer kazandı.

Alman U-Botları Denizaltı olarak bilinen denizaltılar, savaşlarda büyük bir etkiye sahipti ve deniz savaşlarında gemilere karşı etkili silah olarak kullanılıyordu. Denizaltılar, su altında kapalı operasyonlar yürüterek düşman gemilerini batırmak ve lojistik zincirlerini kesmek için stratejik görevlerde başarılı olmuştur.

II. İkinci Dünya Savaşı sırasında denizaltılar daha hızlı, daha sessiz ve su altında daha uzun süre kalabilen modellere dönüştü. Nükleer enerjili olanlar da bu dönemde geliştirildi ve daha uzun menzil ve daha yüksek hız sunarak denizaltıların stratejik önemi arttı.

Bugün hala denizaltılar Askeri operasyonlarda kullanılan Bununla birlikte, bilimsel araştırmalarda, denizaltı turizminde ve keşifte de değerli roller oynarlar. Sürekli gelişen teknoloji sayesinde denizaltılar daha güvenilir, verimli ve sürdürülebilir olmaya devam ediyor. Geleceğin denizaltı teknolojisi, denizin altındaki gizemli dünyayı daha da derinden keşfetmemizi sağlayacak.

Kaynaklar: Dergipark, Akademi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu